dr. pozitif
daha sağlıklı • daha ince
daha genç • daha mutlu
ana sayfa
biz kimiz?
zayıflayalım
besinler
hareketlenelim
sigarasız hayat
hastalanmayalım
gerçekten mi?
haberler
sağlık‑ölçer
gülelim
fat burning calculator
ücretsiz abone olun
bu sayfayı arkadaşıma gönder
ana sayfa
biz kimiz?
zayıflayalım
besinler
hareketlenelim
sigarasız hayat
hastalanmayalım
gerçekten mi?
haberler
sağlık‑ölçer
gülelim
fat burning calculator
___________________________
ücretsiz abone olun
bu sayfayı arkadaşıma gönder
Bazı hallerde vitamin desteği şart gibidir!
Bazı hallerde vitamin ve mineral desteği şart gibidir!
Dr Ömer Dönderici
10.09.2015
Sağlıklı olmakla birlikte bazı kişiler, vitamin eksikliklerine daha duyarlıdır. Gebelik, hızlı büyüme, yaşlılık, -âdet görmenin sürdüğü- doğurganlık yaşları gibi hayat safhaları bazı vitamin ve minerallere olan ihtiyacı artırır. Veganlık, vejetaryenlik gibi beslenme tercihleri; dişsizlik, yoksulluk, alkolizm, eğitimsizlik gibi sağlıksız beslenme riskinin arttığı durumlar için de aynı şey söz konusudur. 
 
Bu ve benzeri durumlarda, vücudun ihtiyaç duyduğu kadar vitamin ve minerali alamama riski artar. Tabii ki, en doğrusu ihtiyacın arttığı veya yeterince karşılamadığı hallerde, buna göre beslenerek, bir eksikliğe meydan vermemektir. Ama bundan emin değilsek, test yapılıp destek tedavisi gerektirecek eksiklik olup olmadığı araştırılabilir.
 
Her ne kadar görüş birliği yoksa da, bazı hallerde, sağlıklı görünenlere de vitamin ve mineral takviyesi yapılması tavsiye edilmektedir. En azından bu kişilerde, destek konusunda daha istekli olunabilir. Fazla ayrıntıya girmeden, bu şekilde, destek tavsiye edilen haller şunlardır: 
 
Demir: Yeterince demir alınmadığında ve/veya ihtiyaç arttığında demir eksikliği kansızlığı gelişir. Demirin bağırsaktan emilimi için C vitamininin de önemli olduğunu, bu yüzden demiri tartışırken, C vitaminini de not etmek gerektiğini belirtebiliriz. 
  • İlk yaşındaki bebeklerde anne sütü, günlük demir ihtiyacının yaklaşık yarısı kadarını karşılar. Kalan açık bebeğin anne karnındayken kendisi için anneden alıp depoladığı demirden sağlanır. Ama emzirilen bir bebekte 4-6. ay sonrası ek demir almazsa demir ihtiyacı tümüyle karşılanamaz olur. Demir içeren gıdalar veya demirden zenginleştirilmiş formül mamalar sorunu çözebilir. Anne sütü ve formüller dışındaki sütler demirden çok fakirdir. Zamanından önce (prematür) veya düşük kiloyla doğan bebeklerin demir ihtiyacı, zamanında doğanlardan çok daha fazladır. Annenin demiri çok düşükse, hem gebeyken bebeğe yeterince demir veremeyecek, hem de sütü demirden fakir olabilecektir. Dile getirdiğimiz tüm koşullar gözetilerek, takviye gerekip gerekmediği, gerekiyorsa uygun miktar doktor tarafından kararlaştırılır. Sözgelimi erken veya kilosuz doğan, üstelik emzirilmeyen bir bebek için demir desteği şart gibidir. Buna karşılık demirle zenginleştirilmiş formül mama alan bir bebeğe ayrıca demir desteği gerekmeyecektir. 
  • 1-3 yaşlar ve ergenlik sırasında, görece hızlı büyüme, demire ihtiyacı artırır. Bu yüzden demir eksiklik riski fazladır. Ama rutin demir desteği önerilmez. 
  • Âdet görmeye başlayan kızlarda ve kadınlarda menopoza kadar, âdetle kan kaybı nedeniyle demir ihtiyacı, erişkin erkek ve menopoz sonrası kadınların iki katından fazladır (günde 8 miligrama karşılık 18 miligram). Herkese demir desteği önerilmese de, eksikliğe karşı daha uyanık olmak gerekir
  • Gebelikte, hem bebeğin ihtiyacı, hem artan kan hacmi nedeniyle demir ihtiyacı çok daha fazladır (günde 27 miligram). Bu yüzden gebelerde mutlaka test yapılıp, eksiklik saptanmasa bile demir takviyesi yapılmalı; eksiklik varsa takviye miktarı daha yüksek tutulmalıdır. Emzirme sırasında ihtiyaç hafifçe artmakla birlikte, genelde destek önerilmez. 
 
Folik asit: Gebelik sırasında anne karnındaki bebeğin sinir sistemi gelişiminde folik asidin önemi büyüktür. Bebeğin nöral tüp defekti (spina bifida, anensefali, ensefalosel…) denilen rahatsızlıklarını önlemede folik asit desteği yapılması konusunda büyük ölçüde uzlaşma vardır. Bunun için gebe kalmadan en az bir ay öncesinden desteğe başlanmalı ve gebeliğin ilk üç ayı boyunca destek sürdürülmelidir. Önceden nöral tüp defekti dediğimiz sorununu yaşayanlarda ve folik asit eksilten sara (epilepsi) nöbet ilacı (antikonvülzan) alanlarda çok yüksek (günde 4-5 bin mikrogram) dozlar gerekirken, diğer gebelerde günde 400-800 mikrogram folik asitin yeterli olacağı düşünülmektedir. 
 
Kalsiyum+D vitamini: Kemik sağlığı başta olmak üzere, pek çok bakımdan önem taşıyan D vitamininin eksikliği günümüzde önemli bir halk sağlığı sorunudur. Diyetle alım hayli sınırlıdır. Güneş ışığıyla sentezse sıklıkla yetersiz kalmaktadır (Bakınız: D vitamini eksikliğini gidermenin doğal yolları). Bu yüzden, güneş ışığıyla yeterince haşır-neşir değillerse, erkeklerin ve menopoz öncesi kadınların günde 600-800 İÜ, menopoz sonrası kadınların 800-1000 İÜ D vitamini desteği almaları uygun olur (Bakınız: D vitamininin kemik erimesi riskine etkisi).  
 
Özellikle kemik erimesi (osteoporoz) için D vitamini ile birlikte kalsiyum da alınmalıdır. Bunun için önerilen miktar, erkek ve menopoz öncesi kadınlarda günde 1000 miligram, menopoz sonrası kadınlarda 1200 miligramdır. Ancak çoğu kişi, olağan diyetiyle bu kadar kalsiyum almadığından, takviye için kalsiyum desteği gerekebilir
D vitamini desteğinin nasıl yapılması gerektiğiyle ilgili bilgilere, “D vitamini desteği: Kimlere, ne zaman, ne kadar?” sayfasından ulaşabilirsiniz. 
 
B12 vitamini (Siyanokobalamin): B12 eksikliği önemli ve çeşitli sorunlara yol açabilir. Başlıcaları çok farklı klinik tablolara yol açacak şekilde sinir sistemi hasarı, “megaloblastik anemi” dediğimiz bir çeşit kansızlık, kanda homosistein fazlalığı (ve buna bağlı olarak kalp ve damar hastalıkları ve kemik erimesi {osteoporoz}) şeklinde sayılabilir. Bu sorunlar gürültülü bir biçimde kendini göstermeyebileceği ve daha önemlisi bu sorunların, belli bir aşamadan sonra –B12 verilse dahi düzelmeyip- kalıcı olabileceği göz önüne alındığında, erkenden saptanıp düzeltilmesi gerekir. 
 
Bebek ve gebelerde demir, gebelerde folik asit, menopoz sonrası kadınlar ve yaşlılarda kalsiyum ve D vitamini desteği genelde tavsiye ediliyor.
Helikobakter pilori dediğimiz midedeki bir mikrop, uzun yıllar sonra mideyi kaplayan astar tabakasında hasara yol açar. Böylece bir yandan parçalanmadan emileceği yere kadar ulaşmasını sağlayan “intrinsik faktör” dediğimiz salgının yok olması, diğer yandan yiyecekten vitaminin ayrışmasını kolaylaştıran asit azalması nedeniyle gıdalardan aldığımız B12 vitamininden yeterince faydalanamayız. Bu mikrop toplumumuzun yarıdan fazlasında görüldüğünden, özellikle 50 yaşın üstünde B12 eksikliği beklendiğinden fazladır. Günümüzde, bu yaş grubunda söz konusu mikroba rastlanma sıklığı dörtte üç kadar, daha da yüksektir. Yoksulluk, vegan ve vejetaryen beslenme gibi nedenlerle hayvansal yiyeceklerin az tüketilmesi bir başka önemli risk faktörüdür. 
 
Böylesi riskli gruplarda B12 eksikliği olup olmadığını test edip varsa eksikliği gidermek tavsiye edilir
 
 
 
| yukarı |
 Kapat   X  dr. pozitif'e kaydolun- gökkuşağı

dr. pozitif'e ücretsiz kaydolun. Daha sağlıklı, daha ince, daha genç, daha mutlu olma yolunda gelişmeleri, yenilikleri size haber verelim.



Veya aşağıdaki formu doldurup Kaydet düğmesine basın
Adınız:
Soyadınız:
E-Postanız:
ana sayfa
biz kimiz?
zayıflayalım
besinler
hareketlenelim
sigarasız hayat
hastalanmayalım
gerçekten mi?
stres
sağlık‑ölçer
gülelim
fat burning calculator
___________________________
ücretsiz abone olun
bu sayfayı arkadaşıma gönder